Uluslar ve kültürler arası sınırları aşabilen ortaklıkları ve fikir alışverişlerini daha sürdürülebilir hale getirmek için sözlü tarihi nasıl küreselleştirebiliriz? Dijital teknoloji, sözlü tarihin Orta Doğu ve Orta Asya’da daha kamusal bir bilgi kaynağına dönüşmesini nasıl sağlayabilir? Hafızanın, siyasi sorunları teşhis etmek ve çözmek amacıyla kullanımının faydaları ve sınırları nelerdir? Çatışma ve çatışma sonrası ortamlarda sözlü tarih nasıl bir rol oynar? Sözlü tarih çalışan kişiler bu durumlarda ne gibi ikilemlerle uğraşmak durumundadırlar?
Bu ve benzeri sorulara yanıtlar aramak üzere Hollings Center Şubat 2012’de Orta Doğu ve Orta Asya’da Sözlü Tarih başlıklı bir diyalog toplantısı düzenledi. İstanbul’da gerçekleşen toplantıya ABD, Afganistan, Irak, Katar, Suudi Arabistan, Tacikistan, Türkiye ve Ürdün’den eğitimciler, sözlü tarih enstitüleri direktörleri, akademisyenler, belgesel yapımcıları, müze küratörleri, hükümet temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarından yöneticiler katıldı (katılımcı listesi raporun sonundadır). Bu kadar değişik alandan ve ülkeden gelen katılımcıların sözlü tarih çalışma deneyimleri de birbirinden çok farklı olsa da ortak yanları, sözlü tarihe duydukları ilgiydi.
Bu rapor, üç günlük toplantı boyunca tartışılan çeşitli temaların bir özetidir. Toplantının amacı, sözlü tarihin nasıl yapılacağına dair bir görüş birliğine varmak değildi; daha çok, katılımcıların fikir ve deneyimlerini paylaşmaları ve yeni ortaklık fırsatlarını değerlendirmeleri için bir olanak sunmaktı. Diyalog oturumlarında birbirleriyle örtüşen dört tema öne çıktı.
- Sınırları aşmak, küreselleşmek: Sözlü tarih, bugüne kadar küreselleşme potansiyelinin sadece küçük bir parçasını gerçekleştirebildi. Ortak çalışmalar ve fikir alışverişleri için henüz keşfedilmemiş birçok fırsat var.
- Sözlü tarihin çeşitli kullanımları: Sözlü tarih metotlarının, yazılı tarihe alternatif oluşturulmasından siyasi sorunları teşhis etmeye kadar birçok kullanım alanı var. Diyalog katılımcılarının tamamı sözlü tarihin amaçları konusunda hemfikir olmasalar da farklı hedeflere yönelik metotların bile birbirine benzemesi kayda değer.
- Çatışma/anlaşmazlık ortamlarında çalışmak: Katılımcıların bir kısmı siyasi şiddet ve savaş deneyimlemiş ortamlarda çalışmaktaydı. Her yerin kendine has bir bağlamı olmakla beraber, katılımcılar, çatışma/anlaşmazlık bölgelerinde sözlü tarih görüşmeleri yapma yöntemleri üzerine verimli fikir alışverişleri yaptı.
- Teknolojinin getirdiği faydaları ve sıkıntılar: Teknolojik ilerleme, sözlü tarih projelerinin/ürünlerinin daha kolay yayılmasına yardımcı oluyor. Ancak sözlü tarih ile uğraşan kişiler, bu teknolojik gelişmeler ışığında, projelerinin henüz ilk safhalarında kritik etik ve arşivleme kararları ile başbaşa kalıyor.